Son yıllarda çevrilen ve bağımsız film olmasına rağmen çok popüler olan bir Türk Filminin baş rol oyuncusu filmde insanın aslında saate gereksinimi olmadığını ve kişilerin biyolojik saati rahatlıkla uyuyup uyanacağını söylüyor ve ekliyordu: “ Ben güneş doğarken uyanırım ve hava kararınca uyurum böylece saate ihtiyacım kalmaz”. Evet Mandıra Filozofu isimli izleyen seyircilerin aklında bu repliğin kaldığı ise bir gerçek.
Buradan yola çıkarak gün ışığı ile biyolojik saat arasında bir ilişki olduğunu söylemek mümkün. Çünkü insan denen canlı doğanın bir parçası ve onun için de işleyen bir biyolojik saat var.
Bu öylesine bir saat ki insan yaşamının tüm dengelerini belirliyor. Herkesin çok iyi kavrayacağı üzere gün ışığından daha fazla yararlanan insanların daha sıcakkanlı, daha verimli olduğu bariz biçimde ortaya çıkıyor zira insan ne kadar çok güneşten yararlanırsa o kadar pozitif ve enerji dolu oluyor.
Her ne kadar günümüzde insanlar günışığından daha çok yapay aydınlatma sistemlerini kullanır hale geldiyse de gün ışığından daha fazla faydalanmak mümkün.
Tüm kapalı mekanlar yeniden restore edilerek daha çok güneş girecek biçimde dizayn edilebilir, daha az elektrik kullanılabilir, daha çok güneş girecek biçimde binalar inşa edilebilir.